Mekân: Mısır ya da Filistin
Yazının kökeni muammalarla doluysa da, ilk alfabe bilmecesi hepsinden şaşırtıcıdır. Bunun eski Yunanlılar yoluyla modern dünyaya eriştiği iyi bilinmektedir -alfabe kelimesi Yunan dilinin ilk iki harfi olan alfa ve beta'dan türemiştir- ama alfabenin Yunanistan'da ilk kez nasıl ortaya çıktığı, Yunanlılar'ın sesli ve sessiz harflere harf eklemeyi nasıl akıl ettikleri ve daha da temelde, ilk alfabe fikrinin İÖ 2. binyılda Akdeniz'in doğu ucundaki Yunan-öncesi topluluklarının akıllarına nasıl geldiği konusunda hiçbir bilgimiz yoktur.
Bilimadamları bu sorulara yaşamlarını adamışlarsa da, elde edilen kanıtlar kesin sonuca varmayacak kadar azdır. Alfabe Mezopotamya (çivi yazısı), Mısır (hiyeroglif) ve Girit yazılarından mı (Lineer A ve B) çıkmıştır? Yoksa bilinmeyen bir tek kişinin aklına "öylece" mi gelmiştir? Ve alfabe neden gerekli görülmüştür?
Bu, en yakın olasılık gibi gözüken, ticari bir zorunluluk muydu? Diğer bir deyişle, ticaret, Babil çivi yazıları ve Mısır hiyerogliflerinde daha kolay bir alışveriş kayıt yolu mu gerektirmişti? Ya da Akdeniz çevresinde birbirleriyle ticaret yapan çeşitli imparatorlukların ve grupların dillerini yazmanın kolay bir yolu olduğu için mi?
Eğer öyle ise, Yunanistan'ın ilk alfabetik kitabelerinde ticaret ve alışveriş konusunda hiç iz olmaması şaşırtıcıdır. Gerek bu gerek diğer fikirler bazı araştırmacıları Yunan alfabesinin İÖ 8. yüzyılda Homeros'un sözlü destanlarını kaydetmek için icat edildiğini söylemeye götürmüştür.
(Solda) Suriye'de Halep'te çağdaş bir çarşı. Alfabe eski Filistin, Lübnan ve Suriye'nin pazarlarında ülkelerarası ticareti, çok dilli pazarlığı ve kayıt tutmayı kolaylaştırmak ihtiyacından mı doğmuştur? (Sağda) Dünyanın ilk alfabetik yazısı bu mu? Mısır'da Vadi el-Hol'dan İÖ 1900-1800 yıllarına ait bir kitabe.
EFSANEDEN VARSAYIMA
Kanıt yokluğunda boşluğu anekdotlar ve efsaneler doldurmuştur. Yetişkinlerin varolan yazılarındaki önyargılara ve çıkarlara sahip olamayacakları için sık sık çocukların alfabenin mucitleri olduğu da söylenmiştir.
Bir olasılık da, Kuzey Suriye'de çivi yazısı öğrenmekten bıkan parlak zekâlı bir Kenanlı çocuğun Mısır hiyerogliflerinde tek sessiz harfleri temsil eden az sayıda sembol fikrini alıp kendi Sami dilinin temel sessiz harfleri için yeni simgeler icat etmiş olmasıdır.
Belki de bunları ilk kez eski bir sokağın tozları arasına çizmiştir: Basit bir ev resmi, Sami "beth"i (alfabenin "be"si) "b" simgesi olmuştur. How The Alphabet Was Made'de [Alfabe Nasıl Yapıldı!} Rudyard Kipling'in çocuk kahramanı Taffimai "ses-resimleri" adım verdiği şeyler çizer. A harfi ağzı açık bir sazanbalığıdır.
Taffimai babasına bunun "ah" sesi çıkardığında açık ağzına benzediğini söyler. O harfi yumurta ya da taş biçimlidir ve babasının "oh" dediği zaman ağzının aldığı biçimdir. S harfi yılana benzer ve yılanın çıkardığı tıslama sesinin karşılığıdır: Taffimai işte böyle olmayacak bir tarzda bütün alfabeyi tamamlar.
Ortaya çıkan Kuzey Sami Alfabesi'nden, Fenikeliler'in, İsmailoğulları'nın ve Aramiler'in siyasal yönden güçlenmeleriyle ve ticaretin de gelişmesi sonucunda Kenan, Arami, Güney Sami alfabeleri ya da Seba ve Yunan alfabeleri ortaya çıktı.
Batı dünyasının alfabeleri ise Yunan alfabesi yoluyla, büyük bir olasılıkla Fenike alfabesinin gelişmesiyle oluşacaktı. Şair William Blake Jerusalem'de şöyle yazar: "Tanrı... esrarengiz Sina'nın korkunç mağarasında/ İnsana o harika yazı sanatını verdi." British Museum'daki küçük bir sfenks Blake'in en azından alfabenin yeri konusunda haklı olduğunu göstermişti.
Sfenks 1905'te Mısırbilimci Sir Flinders Petrie tarafından uygarlıktan çok uzak bir köşede, Sina'da Serabit-el-Hadim'de bulunmuştu. Petrie, Mısırlılar zamanında işletilen eski turkuvaz madenlerinde kazılar yapıyordu. Sfenks'in 18. Hanedan'ın ortalarına ait olduğunu tahmin ettiyse de, günümüzde İÖ 1500 yılından kaldığı düşünülmektedir. Bir yanında garip bir yazı vardır.
Öteki yanında ve ön ayakları arasında yine yazılar ve "turkuvazın hanımefendisi, Hathor'un sevgilisi" olarak okunan Mısır hiyeroglifleri yer alır. Bu ıssız yerin kayaları üzerine şunlara benzeyen başka yazılar da kazınmıştı:
Petrie, bulunan yazının 30'dan az simgeden ibaret olduğu için bir alfabe olduğunu tahmin etti. Bu madende çoğunlukla köle olarak Kenan'dan (günümüzdeki İsrail ve Lübnan) gelen Samiler'in çalışmış olduğunu bildiği için yazıda kullanılan dilin bir Sami dili olduğunu düşündü.
On yıl sonra başka bir Mısırbilimci olan Sir Alan Gardiner, "proto-Sinaitik" simgeleri dikkatle inceledi ve bazıları ile Mısır hiyeroglifleri arasında benzerlikler olduğunu gördü. Gardiner, her simgeye, simgenin Mısır dilindeki anlamının Sami dilindeki kelime karşılığını verdi (Kitabı Mukaddes araştırmalarından çok sayıda Sami kelimeleri biliniyordu):
Bu Sami adların, İbrani alfabesindeki harflerin adlarıyla eş olması Gardiner'i şaşırtmadı. İbraniler'in İÖ 2. binyılın sonlarında Kenan bölgesinde yaşadıkları biliniyordu. Ancak adların aynı olmasına rağmen, İbrani harflerinin biçimlerinin proto-Sinaitik simgelerden farklı olması bu iki yazı arasındaki bağlantının çok açık ve kesin olmadığını göstermektedir.
Gardiner'in varsayımı ona Serabit el-Hadim sfenksindeki yazılardan birini çevirme olanağı vermiştir:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder