Leylekler yaz aylarında geri geldilkleri yere göçerler.
Leylek ve Kara Leylek, ülkemizde ve Avrupa’da yoğun olarak görülür. Her iki leylek
türü de göçmen olup, Türkiye için transit ve yaz göçmeni statüsündedir. Yaz göçmeni olan
türler, ilkbahar ile kışlama alanlarından ayrılarak, üreme dönemini (ilkbahara-yaz ayları)
geçirecekleri ve yavrularının büyütecekleri alanlara göçerler. Sonbaharda da, yavrularıyla
birlikte kışlama alanlarına dönerler. Kuşlar, yorucu ve tehlikeli olan göçü gerçekleştirmek
üzere, binlerce yıldır pek çok adaptasyon geliştirmişler.
Uzun mesafeleri en az enerji harcayarak kat etmek için, kanat çırpmadan, süzülerek
uçarlar. Leylekler, gündüzleri yerden yükselen sıcak hava akımları (termal) sayesinde
yükseklik kazanırlar. Bu sıcak hava sütununun içinde dönerek yükselirler. Termalin
büyüklüğüne göre belirli bir yükseklik kazandıktan sonra, bir sonraki termali yakalayana
kadar alçalarak süzülürler. Bu sayede rotaları üzerinde ilerlerken çok az enerji harcarlar.
Termaller olmasaydı, leyleklelerin aktif uçuşla (kanat çırparak) göçü gerçekleştirmeleri, enerji
sorunu nedeniyle imkansız olurdu. Termaller, deniz, göl gibi su kütleleri üzerinde oluşmadığı
için göç rotaları karaya bağımlıdır.
Kuzeye doğru hareket ederken, Akdeniz’i aktif uçuşla geçemeyecekleri için, batıda
Cebelitarık Boğazı; doğuda ise, kara üzerindeki en kısa rotadan, Doğu Mısır, İsrail, Lübnan
üzerinden Rift Vadisi uzantısını izleyerek, martın başından mayıs sonuna kadar Hatay’a
ulaşırlar. Geç gelen leylekler, o yıl üremeye katılamayacak yeni erginleşmiş bireylerdir. Yavru
yetiştirmek için zamanla yarışan ergin bireylerin az sayıdaki bölümü, Hatay üzerinden
Türkiye’nin tamamına (Doğu Karadeniz’in kuzeyi hariç) dağılırlar. Geriye kalanlar ise,
kuzeybatı yönünde göçe devam ederek, denizin en dar olduğu noktadan (Boğaziçi ve
Çanakkale Boğazı üzerinden) Avrupa’daki üreme alanlarına ulaşırlar.
Göç dönemlerinde boğazlar ve geçitlerde yoğunlaşan leylek göçü sırasında, aynı anda
binlerce leyleğin termalde yükselirken veya süzülürken görme şansımız olabilir. 1972 yılı
sonbahar sayımlarında Boğaziçi’nde 300.000’den fazla kuş sayılmıştır. 2000 yılında ise, Kuş
Araştırmaları Derneği tarafından Hatay-Belen Geçidi2nde ilkbahar ve sonbahar göçünde,
100.000 leylek ve 5.000den fazla kara leylek sayıldı. İlkbahar göçünde daha aceleci olan
leyleklerin Hatay2dan Trakya’ya ulaşmaları hava koşullarına bağlı olmakla birlikte 3-7 gün
arasında değişmektedir.
Gündüz göçen leylekler, termallerin gece kaybolmasıyla birlikte ertesi sabaha kadar
uygun ortamlarda gecelerler. Göçe devam edemeyecek kadar yorgun oldukları zaman,
geceledikleri alan güvenli ve besin açısından zengin ise, birkaç gün daha konaklayabilirler.
Kara leylekler, leyleklere benzer bir göç rotası ve stratejisine sahip olmakla birlikte, Rusya ve
Kafkaslar gibi daha doğuda da dağılım gösterirler. Her iki leylek türü, yavruları göçe hazır
olunca, ağustos başı ile eylül ayı boyunca kışlama alanlarına dönüş yolculuklarına başlarlar.
Bir sonraki baharda aynı üreme alanına dönecek olan leylekleri, göç sırasında besin
azlığı, avcılık, çevre kirliliği gibi pek çok tehlike bekler. Bu sorunlar yeterince zahmetli olan
göçü, çoğu zaman imkansız hale getirmekte ve göç döneminde çok sayıda leylek ne yazık ki
ölmektedir. Doğayı paylaştığımız ve kültürümüzde de yer alan leylekleri, üreme mevsimlerin
yanı sıra göçleri sırasında da korumamız gerekmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder